Eylem Beyza Deniz | Mersin – İstanbul Hukuk Bürosu

BOŞANMA DAVASINDA HUKUKA AYKIRI DELİLLER

HUKUKA AYKIRI DELİL NEDİR?

Kanunda hukuka aykırı delil kavramına temas edilse dahi açık bir şekilde tanımı yapılmamıştır.  Hukuka aykırı delil, hukuk ve ceza yargılamasında ispat aracı olacak şekilde, hukuk normlarına aykırı olarak elde edilen delillerdir. Bir başka ifade ile hukuk düzeninin onaylamadığı yollarla elde edilen delillerin mahkemeye sunulmasıdır.

6600 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 189/2 maddesinde ‘’ Hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz.’’  denilmektedir. Yine aynı şekilde 5271 Sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 206/2 maddesinde 2. “Delil, kanuna aykırı olarak elde edilmişse reddolacağı” ifade edilmiştir.  Aynı şekilde, Anayasa’nın 38/6 maddesinde  “Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez.” ibaresi yer almaktadır. Bu bağlamada bir delilin mahkemece hükme esas alınabilmesi için, o delilin hukuka aykırı delil sayılmaması gerekir.  Hukuka aykırı delil iddiasını tarafların ileri sürmesine gerek olmaksızın mahkeme re’sen yani kendiliğinden bu hususu değerlendirir.

Boşanma davasını açan taraf hukuk davalarının genel kaidesi olarak “ İddia eden iddiasını ispatlamak zorundadır” hükmü gereğince iddialarını kanıtlamakla yükümlüdür. Türk hukukunda esas olan, hukuka aykırı delillerin ispat vasıtası olarak kullanılamayacağıdır. Anayasamızda ve diğer kanunlarda kanun koyucu tarafından, hukuka aykırı elde edilen delillerin hükme esas teşkil etmeyeceği, yargılamada dikkate alınmayacağı açıkça belirtilmiş ve yine Yargıtay kararlarında da kişilerin özel hayatlarının gizliliğini ihlal eden delillerin kullanımı hukuka aykırı olduğu belirtilmesine rağmen uygulamada ve  Bazı Yargıtay kararlarında boşanma davaları bakımından hukuka aykırı delillerin somut olay çerçevesinde değerlendirilerek bazı hallerde hukuka uygun hale gelebildiğini görmekteyiz. Bunun sebebi boşanma davasının başlı başına kişilerin özel hayatına ilişkin bir olgu olması ve taraflarca ileri sürülen iddiaların başka türlü ispat edilememesidir.  Bu nedenle bazı Yargıtay kararlarında ve uygulamada boşanma davasına ilişkin delillerin hukuka aykırılık durumu somut olay şartları da dikkate alınarak esnetilmektedir. Bu esnekliğe örnek bağlamında Yargıtay’ın farklı farklı konularda vermiş olduğu birkaç karar şöyledir;

Aile hayatını ve buna bağlı olarak kamu düzenini tarafların özel hayatından daha üstün bir yerde tutan menfaatler dengesi noktasında daha üstün değerlendiren Yargıtay, taraflardan birinin eşinin haberi olmaksızın almış olduğu ses ve görüntü kaydını; olayın başkaca hiçbir şekilde ispatlanamayacağı durumlarda delil olarak kabul etmekte olduğu yönünde kararlar vermiştir.

Yine Yargıtay bir kararında; “Sosyal medya hesaplarında yapılan paylaşımların, ancak hesabın sahibi veya aynı paylaşım ortamında (facebook/ whatsapp) bulunan kişilerce delil olarak kullanımının mümkün olduğu düşünülebilecektir. Diğer bir anlatımla, sahte profil oluşturup paylaşımlarda bulunmak veya kişi profillerinde hesap sahibinin bilgisi, muvafakati ve izni olmaksızın yapılan paylaşımların delil olarak sunulması halinde, bunların 6100 sayılı HMK’nın 189/2 maddesi kapsamında hukuka aykırı delil olduğunun kabul edilmesi gerekir.” Sosyal medya hesaplarında yapılan paylaşımların da hangi durumda hukuka uygun delil olacağına ilişkin bir karar vermiştir.  Bu bağlamda telefonlara yükletilen casusluk programları, şifre kırma gibi yöntemler kullanılarak bu verilere ulaşılmışsa bu bulgular hukuka aykırı olarak elde edilmiş sayılacak ve mahkemeye sunulan bu deliller yargılamada hükme esas teşkil etmeyecektir.

Yargıtay, önceki tarihli kararlarında taraflardan birinin eşinin haberi olmaksızın almış olduğu ses ve görüntü kaydını; vakıanın başkaca hiçbir şekilde ispatlanamayacağı hallerde delil olarak kabul etmekteydi. Kısacası menfaatler dengesinde, korunmaya değer menfaat ile zarar gören menfaat arasında bir denge oluşturularak istikrarlı bir sonuca ulaşılmıştır. Aile hayatının özel oluşu ve bu olayların yalnızca taraflar arasında yaşanmış olması, üçüncü kişilerin dahil olmaması nedenleriyle boşanma davalarında bu görüş benimsenmiştir.

Hukuka aykırı delil kavramının hukuk sistemimize girmesi ve uygulanmasıyla birlikte Yargıtay buna ilişkin vermiş olduğu kararlarında eskisinden farklı olarak, istikrar kazanan görüşün aksine; taraflardan birinin eşinin haberi olmaksızın kayıt altına aldığı ses ve görüntülerin diğer eşin özel hayatını ihlal ettiği ve hukuka aykırı olarak elde edilen delillerin hiçbir surette yargılamada kullanılamayacağı gerekçesi ile mahkemede delil olarak kullanılamayacağına ilişkin karara hükmetmiştir.

Eşlerden birinin rızası olmaksızın bilgisi dışında alınan ses kayıtları, kural olarak hukuka aykırı kabul edilmekte ve bu deliller geçersiz sayılmaktadır. Ancak Yargıtay, bazı hallerde eşin rızası olmadan diğer eşin aldığı ses kaydını hukuka uygun kabul etmekte ve delil olarak kabul kullanılmasına imkan tanımaktadır. Bu bağlamda:

Ani gelişen durumlarda, eşlerden birinin bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmadığı hallerde elde edilen ses kayıtları geçerlidir, delil olarak kabul edilir. Örneğin boşanmanın taraflarından biri, diğer tarafı aldattığını yani sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini anlatmaya başladığı bir olayda, aldatılan taraf, bir daha bu olayla ilgili kanıt elde edemeyeceğini anladığı takdirde ve ani gelişen bir durum olduğu için ses kaydı alınabileceği yönünde kararlar vermiştir. Bu şekilde alınan ses kaydı, suç teşkil etmemekle birlikte  boşanma davasında da delil niteliğinde ileri sürülebilir.

Elde edilen bir delilin hukuka uygun kabul edilebilme ölçütü menfaatler dengesinde üstün gelmesidir. Hukuka aykırı elde edilen delil ile bunun neticesinde ihlal edilen hak arasında yapılacak olan kıyaslamada hukuka aykırı delili elde edenin güdüsü ve yararı üstünlük arz ediyorsa burada delilin hukuka aykırılığından söz edilemeyeceğini ifade edebiliriz.

Yukarıda detaylı açıkladığımız üzere, boşanma davalarında hukuki deliller hükme esas alınmayacağından boşanma davalarında uzman avukatlarımızdan hukuki destek almanız hak kaybı yaşamanızın önüne geçecektir.

BOŞANMA DAVA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ

(…)NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİNE

DAVACI                                 :

VEKİLİ                                  : Av. Eylem Beyza ALTUNKAYA

DAVALI                                 :

KONU                                        : TMK madde 166 gereği boşanma, müvekkil lehine tedbir/yoksulluk nafakasına hükmedilmesi, müvekkil lehine maddi-manevi tazminat, talebinden ibarettir.

AÇIKLAMALAR                     :Taraflar amca çocukları olup 23/08/2018 tarihinde görücü usulü olarak evlenmişlerdir. Evlilikte davalı eşten kaynaklı sürekli devam eden geçimsizlik bulunmaktadır. Davalı eşin şiddet uygulaması, aşırı kıskanç halleri, kumarla uğraşarak aileyi geçim sıkıntısına sokması, sadakat yükümlülüğüne aykırı davranması, evilik birliğinin yüklediği sorumlulukları yerine getirmemesi, eşine devamlı hakaret ve tehditte bulunması nedenleriyle evlilik müvekkilim tarafından çekilmez bir hale gelmiştir. Şöyle ki;

1-DAVALI EŞ AYNI ZAMANDA KUZENİ OLAN EŞİ İÇİN; DEVAMLI OLARAK HAYAT KADINI OLARAK TANIMLAMIŞ OLMASI VE FUHUŞ GİBİ CİDDİ İTHAMLARDA BULUNMAKTADIR. BUNUNLA BİRLİKTE DAVALI EŞ MÜVEKKİLİ BİRÇOK KEZ ALDATMIŞ MÜVEKKİLİM DAVALI İLE SEVGİLİSİNİ OTEL ODASINDA BASTIĞI ESNADA SİNİRLENMİŞ OLACAK Kİ MÜVEKKİLE SALDIRMIŞTIR.

 Davalı eş, müvekkilin hayatını aşırı kıskanç olması nedeniyle sürekli kısıtlamaktadır. Müvekkil ev hanımı olan ve tüm zamanını evde, sakin bir hayat süren henüz 20 yaşında bir kadındır. Davalının ortada hiçbir şey yokken eşine karşı böyle ithamlarda bulunması davalının psikolojik rahatsızlıkları olduğunu göstermektedir. Müvekkil evde perde dahi açamamaktadır. Pazara, bakkala temel ihtiyaçlarını almak adına gidememektedir, sadece yanında davalının izin verdiği biriyle dışarı çıkabilmektedir. Bir nevi hapis hayatı yaşamaktadır. İzin verdiği biriyle çıksa da geldiğinde “Sen kendini göstermek için çıkıyorsun, dışarıdakiler için süsleniyorsun” gibi onur ve gurur kırıcı söylemlerle ona ağır ithamlarda bulunmaktadır. . Bunun yanı sıra müvekkil dışarı çıkmasa dahi “Bugün eve kaç kişi geldi, kaç para kazandın, o…, f….” gibi birçok sinkaflı küfür ve hakaretlerle fuhuş yaptığını iddia ederek iftira atmaktadır.

 Davalı koca, müvekkilimi evlilik birliği içerisinde ve boşanma davası devam ederken birçok kez müvekkili aldatmıştır. Davalı, son olarak  25/04/2021 tarihinde, müvekkilim davalı ile sevgilisini otel odasında bastığı esnada sinirlenmiş olacak ki müvekkile saldırmış, müvekkili darp etmiştir. Bu husus sunacağımız video kaydında göründüğü gibi müvekkil davalıdan şikayetçi olmuş ve İstanbul……. Asliye Ceza Mahkemesi  2021/….Esas sayılı dosya ile kamu davası açılmıştır.

3-DAVALI KUMAR BAĞIMLISIDIR. BİLİNDİĞİ ÜZERE KUMAR ALIŞKANLIĞI KUVVETLİ BİR BOŞANMA NEDENİDİR.

Davalı 18 yaşından beri kumarla ilgilenmektedir. ……,…….. gibi sitelerden …….ve ……hesaplarıyla para yatırmaktadır. Bu uygulamalardaki …………hesapları ve müvekkilin bilmediği birçok hesap ve banka hesap dökümü incelendiğinde bu açıkça anlaşılacaktır.  Kumarla ilgilendiğini bütün yakın çevresi de bilmektedir, tanıklarımız dinlendiğinde de bu anlaşılacaktır. Yine ekte sunacağımız yazışmalardan da görüleceği üzere, davalı da kumar oynadığını inkar etmemektedir.     

3-DAVALI EŞ EVİNİ GEÇİNDİREMEMEKTEDİR.

Davalı eş bir iş sahibi değildir. Ailesinin durumu iyidir, devamlı olarak babasından harçlık alarak geçinmiştir. Müvekkil de eşi kendi ihtiyaçlarını karşılamadığından kayın pederine muhtaç kalmıştır. Müvekkile ekonomik şiddet uygulanmış olup; genç bir kadının ihtiyaçları gözetilmemiştir. Davalı, eşine bakmamakta , evliliğin temel faktörü olan bağımsız ve bireysel yaşama geçememekte olup; eşini de bu belirsiz yaşama sürüklemek istemiştir. Müvekkil daha fazla bu düzene ayak uyduramamıştır.  

HUKUKİ NEDENLER            : TMK, HMK ve ilgili mevzuat.

 HUKUKİ DELİLLER   : Davalının sunmuş olduğu delillere karşı delil sunma veya başkaca tamamlayıcı delil sunma hakkımız saklı kalmak kaydıyla her türlü yasal sair deliller.

  1. Nüfus kayıt örneği,
  2. Sosyal ekonomik durum araştırması,
  3. Yukarıdaki iddialara ilişkin delil niteliğindeki davalı tarafça müvekkile gönderilen mesajlar(EK’tedir),
  4. Fotoğraf ve videolar, whatsapp mesajları, (Ektedir)
  5. Banka kayıtları ve banka kredi kartı ekstreleri, (Celbini talep ederiz),
  6. İstanbul……. Asliye Ceza Mahkemesi 2021/….Esas sayılı dosya
  7. Tanık, Uzman raporu, bilirkişi ve karşı tarafın sunduğu veya sunacağı delillere karşı delil bildirme hakkımız saklı kalmak kaydıyla yasal her türlü delil.

SONUÇ VE İSTEM                :Y ukarıda teferruatlı olarak açıklanan nedenlerle; davamızın ve taleplerimizin kabulü ile ;

  • Tarafların BOŞANMALARINA,
  • Davalı eşin kusuru nedeniyle davacıya 200.000,00 TL maddi,300,000,00 TL manevi tazminat ödemesine,
  • Müvekkil için dava süresince 8.000,00 TL tedbir nafakası verilmesine, boşanma kararının kesinleşmesiyle bunun yoksulluk nafakası olarak devamına ve her yıl TÜFE +Üfe artışına karar verilmesine,

 yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini saygılarımla vekaleten arz ve talep ederim. ../../..

DAVACI VEKİLİ

EYLEM BEYZA ALTUNKAYA

Staj. Av. Ayşe ÖZER

Av. Eylem Beyza ALTUNKAYA

Scroll to Top